Sağlık Haberleri Son Dakika, Sağlık Haberleri Siteleri

İNGİLTERE’DEKİ MUTASYON, AÅžI KADAR İLAÇ ÇALIÅžMALARININ ÖNEMLİ OLDUÄžUNU GÖSTERİYOR

BOÄžAZİÇİ  Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Batu Erman, İngiltere’de ortaya çıkan ve tüm dünyanın gündemine oturan Kovid-19 mutasyonuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Erman, insanı enfekte eden virüsün vücudu bir test tüpü gibi kullandığını söyleyerek ‘Virüs vücutta ne kadar çok kalırsa, o kadar çok kendini çoÄŸaltır. Bu da virüsün genetiÄŸinde deÄŸiÅŸimlere yol açar. Pandemide herkes bir test tüpü ve herkes deÄŸiÅŸik mutasyonlar yaratıyor. İşte bu nedenle aşılar kadar, ilaç çalışmaları da önemli. Virüsün vücutta geçirdiÄŸi zamanı azaltıp kendini çoÄŸaltmasını engelleyecek, yani hastalığı baskılayacak ilaçlar çok önemli. Bizim de TÜBİTAK desteÄŸiyle yürüttüğümüz ilaç çalışmalarımız var’ dedi.Uzun yıllar yurt dışında genetik ve kanser immünolojisi alanında çalışmalarını sürdüren ve yaklaşık 7 yıl boyunca Amerikan Ulusal SaÄŸlık Enstitüsü NIH’de çalıştıktan sonra, 2004 yılında Türkiye’ye dönerek Sabancı Üniversitesi’nde araÅŸtırmalarına devam eden Prof. Dr. Batu Erman, geçen ay BoÄŸaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü kadrosuna dahil oldu. Burada da kanser immünolojisi ve tedavileri alanındaki çalışmalarına devam edeceÄŸini söyleyen Prof. Dr. Erman, Kovid-19’a yönelik ilaç çalışmalarını da anlattı. Tam da Kovid-19 aşılarının milyonlarca insanda uygulanmaya baÅŸlandığı günlerde İngiltere’de ortaya çıkan ve tüm dünyada büyük endiÅŸeye yol açan B117 mutasyonuyla ilgili de konuÅŸan Prof. Dr. Erman, en korkulan ÅŸeyin ciddi bir mutasyonun, büyük çaplı aşılamalardan önce gerçekleÅŸmesi olduÄŸunu, ancak ÅŸimdilik bunun gerçekleÅŸmediÄŸini belirterek, şöyle konuÅŸtu: ‘Tabii ki tüm bu aşı çalışmaları sıfırdan baÅŸlamadı. SARS virüsüne karşı bir aşı çalışması vardı ama pandemiye dönüşmediÄŸi için sonuçlanmamıştı. Aşıda hangi yaklaşımların kullanılacağı az çok biliniyor virüslere karşı. Buradaki kritik nokta, bu virüsün ne kadar hızlı yayıldığı, pandemiye dönüşebilecek bir virüs olması ve mutasyona da uÄŸramasıydı. Ama pek çok virüsü mutasyona uÄŸruyor zaten. İngiltere’deki bu bahsedilen mutasyon da aşının yaygın bir ÅŸekilde uygulamasından önce çıktı. Çünkü en çok korkulan ÅŸey, aşılar uygulanmaya baÅŸladıktan sonra yeni mutasyonlar çıkmasıydı. Ama aşılamalardan sonra, aşıdan kaçabilecek yeni bir mutasyonun olmayacağı anlamına da gelmiyor tabii ki. İşte bu yüzden aşılar kadar, virüse karşı ilaç çalışmaları da önemli.”MİLYONLARCA VAKA, MUTASYON HIZINI ARTIRIYOR’Virüslerin insan vücudunu bir test tüpü gibi kullandığına iÅŸaret eden Prof. Dr. Erman, ÅŸu bilgileri verdi: ‘Bir insan bir virüs tarafından enfekte edildiÄŸinde, virüs insan vücudunu bir test tüpü olarak kullanır. Kendini çoÄŸaltmak ister. ÖrneÄŸin bir kiÅŸi enfekte olduÄŸu an 10 bin virüs parçacığına maruz kaldıysa bu enfeksiyonun da yaklaşık iki hafta sürdüğünü farzedersek; o süre boyunca virüs vücutta kendini çoÄŸaltmaya devam ediyor. Aslında vücuda giren ilk virüs ile vücuttan çıkıp da baÅŸka bir insanı enfekte eden virüsün genomuna baktığımız zaman farklılıklar olduÄŸunu görebiliyoruz. Yani insan vücudunun içinde virüs mutasyona uÄŸruyor. Pandemi koÅŸullarında ise toplumda milyonlarca insanda enfeksiyon olduÄŸunda, mutasyon hızı da artıyor. Çünkü herkes bir test tüpü ve herkes deÄŸiÅŸik mutasyonlar yaratıyor, baÅŸkalarına bulaÅŸtırıyor. İşte ilaç çalışmaları bu nedenle önemli. Aslında koronavirüs dediÄŸimizde sadece aşı çalışmalarına odaklanmamak gerekiyor bu nedenle. Çünkü virüsün vücut içinde geçirdiÄŸi zamanı en aza indirgeyecek, kendini vücutta çoÄŸaltmasını baskılayacak ilaçlar geliÅŸtirmek gerekiyor.’FMF İLACI KOVİD-19’A MI ÇARE OLACAK?TÜBİTAK desteÄŸi ile Kovid-19’a karşı ilaç çalışmaları yürüttüklerini de anlatan Prof. Dr. Erman, hali hazırda Ailevi Akdeniz AteÅŸi (FMF) ve romatoid artrid gibi romatizmal hastalıklarda da kullanılan ve ‘anakinraö etken maddeli bir ilacı Kovid-19’un yarattığı ölümcül sitokin fırtınasını engellemek için kullanıp vücudun virüsle savaşından galibiyetle çıkmasını hedeflediklerini ve patent süresi de dolan bu molekülün yerli imkanlarla Türkiye’de üretilmesinin amaçlandığını söyledi. Prof. Dr. Erman, ilaç çalışmasının detaylarını ise ÅŸu ÅŸekilde özetledi: ‘Bununla ilgili bir TÜBİTAK projesinden destek aldık. Bu, disiplinler arası bir çalışma. İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Gül ve Koç Üniversitesi ile Bezmialem Üniversitesi’nden de çalışma arkadaÅŸlarımızla beraber çalışmayı yürütüyoruz. Yapmak istediÄŸimiz, Kovid hastalığında virüsün neden olduÄŸu ve bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyonu sonucu akciÄŸer hücrelerinde yarattığı inflamasyonu (sitokin fırtınası) baskılamak. Bu aslında ‘anakinra’ adı verilen bir protein ve daha önceden de ilaç olarak pazarda yer alan bir molekül. ÇeÅŸitli inflamasyon hastalıkları için kullanılıyor ÅŸu anda. Ama bunun yeni bir hedefi olacağını düşünüyoruz ve dünyada deÄŸiÅŸik ülkelerde de bu konuda klinik araÅŸtırmalar var. Bizim amacımız, bu proteini ve buna benzer proteinleri Türkiye’de hem BoÄŸaziçi, hem de diÄŸer üniversitelerin imkanlarını kullanarak ve aynı zamanda da iki ilaç ÅŸirketi ile ortaklık kurarak endüstriyel skalada üretmeyi baÅŸarabilmek.’KOVİD’E KARÅžI BAÄžIÅžIKLIÄžI GÜÇLENDİRMEDE SENTETİK LAMA ANTİKORUSitokin fırtınasının, enfeksiyonlara karşı vücutta kandan salınan ‘Interlökin-1 (IL-1)ö adı verilen proteinin aşırı salgılanması sonucu meydana geldiÄŸini ve anakinra ile bu proteinin baskılanmasının amaçlandığını anlatan Prof. Dr. Erman,  ‘Åžu ana kadar gördüğümüz kadarıyla bu anakinra’ya çok benzer moleküler yapabiliyoruzö dedi. Yine TÜBİTAK destekli Slovenya ile ortak yürüttükleri baÅŸka bir projeyle de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yönelik bir çalışma yürüten Prof. Dr. Erman, lamalar veya devegillerden elde edilen ‘nano-bodyö yani antikorları sentetik olarak üretip Kovid-19’a karşı kullanmayı hedeflediklerini de söyleyerek sözlerini şöyle noktaladı: ‘Hayvanlardan elde edilen lamalar, devegillerden, nanobody (antikor) adı verilen proteinler üzerinde çalışıyoruz. Biz bunları laboratuvarda deÄŸiÅŸik sistemler kullanarak, hem bakteriler hem mayalar, hem de insan hücreleri kullanarak üretebiliyoruz. DoÄŸada lamalar aslında bu antikorları yapıyor biyolojik olarak. Ama bizim yapmaya çalıştığımız biyoteknolojik ürünler. Yani lamaların yaptığı bu nanobody’leri laboratuvar ortamında üretip saflaÅŸtırıyoruz. Bu nanobody’lerle de benzer hedeflere odaklandık. Çünkü bunlar da sitokin fırtınası yapan IL-1 reseptörünü hedefliyor. Böylece bu sentetik antikorları da benzer amaçlarla kullanabilmeyi hedefliyoruz.’Görüntü dökümü: ———Prof. Dr. Batu Erman röp-Laboratuvar genel ve detay görüntüler – İstanbul

Bir önceki yazımız olan KOVİD-19 HASTALARI YAŞADIKLARINI ANLATIYOR - 'Sevdiklerinden uzak durmanın verdiği psikolojik yük, en az hastalığın kendisi kadar ağır' başlıklı makalemizde Hatay, İl Sağlık Müdürü ve Sağlık hakkında bilgiler verilmektedir.

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir