Sağlık Haberleri Son Dakika, Sağlık Haberleri Siteleri

Beslenme ve Diyetetik uzmanından uyarı: Yüksek yağlı diyetten kaçının

Koronavirüs dönemiyle birlikte güçlü bir bağışıklık sisteminin önemi arttı. Beykent Üniversitesi SaÄŸlık Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü ArÅŸ. Gör. Kübra Åžahin, insan vücudunun içinde ve dışında yaÅŸayan bakteriler, virüsler, mayalar ve parazitler gibi tüm organizmaları kaplayan mikrobiyatanın da bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynadığını söyledi. Åžahin, her bölgenin farklı mikrobiyotası olduÄŸu gibi vücutta en fazla mikroorganizmayı barındıranın bağırsak mikrobiyotası olduÄŸunu aktardı. TAM BUÄžDAY, ARPA, ÇAVDAR ÖNERİSİ Besin alımı ile bağırsak mikrobiyotası arasında güçlü bir etkileÅŸim olduÄŸunu ifade eden Åžahin, ‘Mikrobiyotanın en önemli enerji kaynağı diyet ile alınan karbonhidratlardır. Diyetin prebiyotik özellik gösterebilen karbonhidratlardan zengin olması gerekmektedir. Prebiyotiklerin, mikrobiyota kompozisyonunu deÄŸiÅŸtirerek bağırsak mikrobiyota fermantasyonunu iyileÅŸtirdiÄŸi görülmüştür. Bu karbonhidratların kaynakları arasında tahıllar grubunda tam buÄŸday, arpa, çavdar, yulaf, karabuÄŸday ve kepekli pirinç; meyveler grubunda muz, elma, çilekler ve üzüm; sebzeler grubunda hindiba, enginar, yerelması, kuÅŸkonmaz, kereviz, soÄŸan, sarımsak, pırasa, domates ve hardal bitkisi; yaÄŸlı tohumlardan keten tohumu, badem, fıstık, ceviz ve zeytin sayılabilmektedir. Diyetle posa alımının artmasının ise bağırsak mikrobiyotası çeÅŸitliliÄŸini artırdığı bilinmektedir’ dedi.Uzman Diyetiysen Kübra Åžahin, sözlerine şöyle devam etti: ‘Yüksek proteinli diyetler yüksek hayvansal yaÄŸ ve düşük karbonhidrat alımı gerektirdiÄŸi için inflamasyon ve kolorektal kanser için riskli bir bağırsak ortamı oluÅŸturmaktadır. Bağırsak mikrobiyotasının düzenlenmesinde diyetle hayvansal protein alımının gereksinme ile sınırlandırılması ve bitkisel protein kaynaklarının da diyete eklenmesi önemlidir.’ ‘YÜKSEK YAÄžLI DİYETLER YARARLI BAKTERİLERİ AZALTIYOR’ Diyet yaÄŸlarının mikrobiyota popülasyona etkisinde diyet yaÄŸ miktarı ve türü önemli olduÄŸunu belirten Åžahin, ‘Yüksek yaÄŸlı diyetler, mikrobiyotada yararlı bakteri sayısını önemli oranda düşürüyor. Tam buÄŸday, mısır bazlı tam tahıl ve arpa gevrekleri ile yulafın tüketimiyle mikrobiyotada mikrobiyal çeÅŸitlilik ve sayısında önemli oranda artış görülüyor. Bu etki, tam tahılların prebiyotik özellik göstermesi, yaÄŸ içeriÄŸinin düşük olmasından kaynaklanıyor’ diye konuÅŸtu. ‘PROBİYOTİKLER MİKROBİYATA FERMANTASYONUNU İYİLEÅžTİRİYOR’ Åžahin, ‘Yaban mersini, böğürtlen, elma ve muz gibi meyvelerin de bakterilerinin oranlarını artırmasıyla mikrobiyota üzerine olumlu etkileri olmuÅŸtur. Meyve, sebze, tam tahıl, çay, kahve, kakao gibi çeÅŸitli bitkisel kaynaklı besinlerde yaygın olarak bulunan polifenoller, farklı etki mekanizmaları ile mikrobiyotayı olumlu yönde etkilemektedirler. Probiyotikler, mikrobiyotanın düzenlemesinde en etkili ajanlar olarak kabul edilir. Bunun yolu da fermente süt ürünü, yoÄŸurt, kefir, kımız, bazı peynirler, boza, tarhana, turÅŸular, soya ürünleri, hardaliye, ÅŸalgam, sofralık zeytin gibi fermente besinlerin diyetle düzenli olarak tüketilmesidir. Probiyotiklerin mikrobiyota fermantasyonunu iyileÅŸtirdiÄŸi, bağırsaktaki bakteri kompozisyonunu deÄŸiÅŸtirerek gastrointestinal sistem hastalıklarında tedavi edici etkisiyle pek çok hastalık üzerinde olumlu etkileri vardır.’

Bir önceki yazımız olan Son dakika haberi: Kovid-19 aşısı yaptıran sağlık çalışanı sayısı 800 bini geçti başlıklı makalemizde Ankara, Çin Halk Cumhuriyeti ve Koronavirüs hakkında bilgiler verilmektedir.

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir